SIK SORULAN SORULAR
Çocuklarda kazanılmış başarısızlık sendromu ile nasıl başa çıkılır?
Hayatımızda her şeyi öğreniriz. Kimi zaman bir sonraki öğrenmeyi kolaylaştıran, kimi zaman da o yolu zorlaştıran öğrenmelerdir. Mesela 10 gücünde davranıp 1 gücünde sonuç alacağımızı düşündüğümüzden en baştan o işi yapmayı bırakıyorsak öğrenilmiş çaresizlik ile baş başayız demektir.
Peki, öğrenilmiş çaresizlik ya da kazanılmış başarısızlık sendromu nedir ve nasıl ortaya çıkmıştır?
Öğrenilmiş çaresizlik kavramı, ilk kez 1967 yılında hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin insanlara da uyarlanabileceğinin psikologlar tarafından keşfedilmesiyle ortaya çıkmıştır.
Martin Seligman tarafından yapılan bir deneyin sonuçları ile ortaya atılmış olan bir teoridir. Deneyi kısaca anlatmak gerekirse:
Kaçış grubu, boyunduruk grubu ve kontrol grubu adı altında üç gruba ayrılmış 24 köpek vardır. Köpeklerin hepsi beyaz bir kabinin içine yerleştirilmiş şekilde yatarken kaçış grubundaki köpeklerin ayaklarına elektrik şoku verilmiştir. Odada bulunan bir paneldeki butona basarak elektrik akımını kesmek mümkündür. 30 saniye içinde köpekler butona basmazsa şok kendiliğinden kesilmektedir. Bu gruptaki köpekler, kısa süre içerisinde butona basmayı öğrenmiş ve şokun süresini azaltmışlardır. Boyunduruk grubundaki köpeklere de aynı şok uygulanmış ancak bu gruptaki köpekler, butona bassalar dahi akım kesilmeyecek biçimde önceden planlanmıştır. Köpekler butona basmayı denemişler fakat belli sayıda deneme sonunda artık vazgeçmişlerdir. Kontrol grubundaki köpekler de benzer odadadır fakat onlara elektrik şoku verilmemektedir. Bu öğrenme sürecinden sonra köpeklerin hepsi toparlanıp, kısa bir çit ile iki bölmeye ayrılmış bir alana götürülmüş ve köpeklerin hepsine elektrik şoku verilip çitten karşıya atlamaları beklenmiştir. Yapılan 10 denemenin sonucunda durum şudur:
İkinci (boyunduruk) gruptaki 8 köpeğin 6’sı hiçbir şekilde çitin karşısına atlamamıştır.
Birinci (kaçış) ve üçüncü (kontrol) gruptaki köpekler ise çitin karşı tarafına atlamışlardır.
Aradan bir hafta geçtikten sonra, köpekler yine bu çitle ayrılmış alana getirilmişler fakat boyunduruk grubundaki 8 köpeğin 5’i, hala tepkisiz kalmış ve çiti geçmek için eylem yapmamıştır.
Deneyin sonucunda boyunduruk grubundaki köpeklerin öğrenilmiş çaresizlik sendromunu benimsediklerini deneyimlemekteyiz.
Öğrenilmiş çaresizlik ile başa çıkabilme yolları nelerdir?
- Kendimizi tanıyalım. Bir mucizeye ihtiyacınız yok aslında. Bir mucize olduğumuzu hatırlamaya ihtiyacınız var.
- Geri öğrenin. ( Öğrenilmişlik çaresizlikle başarısız olacağımızı nasıl öğrendiysek qbaşarılı olacağımızı da öğrenebiliriz.)
- Her zaman bir yol vardır. Hiçbir yol aşılamayacak kadar yüksekten geçemez.
- Her zaman en iyiyi düşünün. Einstein’ın dediği gibi “Zekanın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil.” bu yüzden her zaman hayal gücümüzü yanımıza alarak olumlu düşünmeliyiz.
- Yaşanılan her şeyi çevirin. ( Neye? Büyümek ve gelişmek için fırsata.)
- Konuşmanızı düzeltin. ( Diliniz düşüncelerinizi belirler, düşünceleriniz ise davranışlarınızı. Bu yüzden muğlak ifadeleri dilinizden çıkartın.)
- Rolünüzden çıkın. ( Kendinizi “kurban” rolünden çıkarın. Hayat size hep karşı değildir.) Rene Descartes’in dediği gibi “İyi bir kafaya sahip olmak yetmez; mesele onu iyi kullanmaktır.”
- Başarısızlık döngünüzü tanıyın. Hatalarımızdan ders aldığımız ve bunlarda tekrara düşmediğimiz zaman başarısızlık döngüsünden çıkabiliriz.
Sınav sürecinde motivasyon ve güdülenmenin önemi nedir?
Sınav sürecinde ögrencilerin bazılarının derse, konuya ya da karşılaşılan probleme çözüm üretmede istekli oldukları gözlenirken, diğer bazı öğrencilerin ise derslerde isteksiz oldukları, karşılaştıkları problemlere çözüm üretmede mücadele etme yerine daha çok kaçmayı seçtikleri görülmektedir. Öğrenciler arasındaki bu farkın oluşumuna etki eden etkenlerin başında isteklendirme gelir. Motivasyon, bireye enerji verip, davranış için istekli hale gelmesinde etkili olduğundan, öğrenme-öğretme sürecinin etkililiğini ön plana çıkaran en önemli faktörlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Güdülenme, bir şey yapmak için harekete geçmek demektir. İnsanlar farklı düzeylerde ve farklı biçimlerde güdülenirler. Örneğin; bir öğrenci, aile ya da öğretmenin takdirini kazanmak için ev ödevini ilgi ve istekle yapabilir. Başka bir öğrenci daha iyi not almak için çalışır. Bir diğer öğrenci kendi amaçlarına ulaşmak için öğrenmek isteyebilir. Güdülenme, öğrenme için gerekli ön şartlardan biri olmaktadır. Yeterince güdülenmemiş bir öğrenci, öğrenmeye hazır hale gelmemiş demektir. Öğrenciler genelde ilgi duydukları konuları daha kısa sürede öğrenirler. Öğrencilerin derslere daha çok dikkat ettikleri, ilgi duydukları, ödevlerini yaptıkları ve sınavlar için çalıştıkları zaman motive oldukları söylenebilir. Öğrenci, motive olduğu ölçüde başarılı olmaktadır. Diğer bir ifadeyle güdülenme ile başarı arasında pozitif bir ilişki vardır.
Sınav kaygısında anne baba tutumu nasıl olmalıdır?
Sınav kaygısı, öğrenilen bilgilerin sınavda hatırlanmasına, etkili bir şekilde kullanılmasına engel olan kaygı durumudur. Öğrencilerin sınava yüklediği anlam, sınavla ilgili sahip olduğu şemalara bağlı olarak sınav kaygısı oluşabilir. Başarıyı azaltan yoğun bir kaygı, endişe ve korku durumudur. Sınav döneminde anne babalar da en az çocuklar kadar kaygılıdır. Kaygı bulaşıcı bir duygudur. Sıklıkla aileler kendi kaygılarını çocuklarına yansıtmaktadırlar. Çocuktan yüksek beklentilerinin olması, ayrıntılarla aşırı uğraş sergilemeleri ve sınavı bir araç değil amaç olarak görmeleri sınav kaygısının oluşumunda oldukça önemlidir. Bu nedenle öncelikle aileler kendi kaygılarını azaltmaya çalışmalıdırlar.
Anne ve babalar çocuklarda sınav kaygısını azaltmak için neler yapabilir:
- Olumlu ve destekleyici aile tutumu gösterilmelidir.
- Destekleyici tutumdaki aile çocuğuna sevgisini gösteren ailedir.
- Ailenin mutluluğu çocuğa psikolojik güven verir.
- Çocuk için evde düzenli ve kuralların olduğu bir ortam gereklidir.
- Çocuğunuza sürekli ne söylerseniz öyle olma ihtimallerini arttırırsınız.
Öğrenciler pandemi dönemindeki eğitim ile eksiklerini nasıl giderebilirler?
Pandemi sürecinde eğitim niteliğinin internet gibi teknolojilerin altyapı yetersizlikleri nedeniyle düşmesi, altyapıya erişimdeki eşitsizliklerin öğrencinin aldığı eğitim düzeyine yansıma, eğitim gerçekleşirken öğrencinin bulunduğu fiziksel ortam ve koşulların öğrencinin motivasyonuna ve düzenli çalışma olanaklarına olumsuz etkisi nedeniyle eğitimde eksiklikler oluşmuştur. Bu eksikliklerin giderilmesi için neler yapılabilir:
1. Öğrencinin motivasyonu düşürülmemelidir.
2. Eğitim merkezlerinden destek alınmalıdır.
3. Ders konularındaki eksiklikler sabırla giderilmeli ve pekiştirilmelidir.
4. Ebeveynler bu dönemde öğrencilere karşı olumlu bir tutumla ders çalışma programlarının takibini yapmalıdır.
100 Günde sınav kazanılır mı?
YKS’ye 100 gün kaldığında yapılacak ilk şey konu eksiklerinin tespit edilmesidir. Bunun için girdiğimiz deneme sınavlarında konu analizli karnelerle eksiklerimizi öğrenebiliriz. Eksik konulara çalışıldıktan sonra bu konularda testler çözülmeli ve yapılamayan soruları muhakkak öğretmenlerimize sormalıyız. Vakit çok az kaldı, nasıl yetişir, diye düşünebiliriz ama unutulmamalıdır ki sınav döneminde fark atıldığı dönem; bu aralıktır. Düzenli bir çalışma programı ve disiplinle netlerimizi yükseltebiliriz. Burada önemli bir hususta deneme sınavlarıdır. Haftada en az bir deneme çözmeli ve bu denemede yanlış yapılan soruları sormalıyız. Bizi yanlışlarımız başarıya götürecek bunu sakın unutmayalım! Yanlışlarını görmeyen, doğrusunu anlamaya çalışmayan, sormayan kişi hep yerinde sayar hatta geriye gider. Yanlışlarımızdan ders çıkarırsak, doğrusunu öğrenirsek ilerleriz. Bir önemli konu ise motivasyonumuzu asla kaybetmememiz. Artık olumsuz düşünmeye vaktimiz yok, bir an önce harekete geçmeliyiz.
Birinci dönemi verimli geçirememiş, denemelerde istediği netleri yapamamış, konu eksiği olan bir öğrenciye ikinci dönem için neler önerirsiniz?
Dürüstçe söylemeliyim ki evet zor bir durum. Ama tarih kaybediyor zannedilen tarafın, son bir atakla kazandığı zaferlerle dolu. Kalan bu son aylar son atak zamanları. Bu dönemin boşa geçirilen saatlere, ders dışında çok fazla zaman harcanan aktivitelere en önemlisi de demotive olmaya hiç tahammülü yok. O kredilerimizi tükettik. En başta kendine güvenen, çalışmaya istekli bir öğrenci olmak gerekiyor. İstek olmazsa, hedef olmazsa bu maç dönmez. İkinci en önemli şey ise plan- program. İlk dönem de neden olmadığını önce bir düşünmek lazım. Bu muhakeme esnasında bahaneler en büyük düşmanımız. Çünkü her şey bizimle, bizim seçimlerimizle ilgili. Dürüstçe neyi eksik yaptığımızı kendimize itiraf etmeliyiz. Hangi konularda iyiyiz, hangilerinde kötüyüz bunları belirlemek çok önemli. Az zaman kalmışken baştan başlamaktan ziyade, en önemli ve en çok yanlış yapılan konu ve soru tipine yönelmek bizi başarıya götürecektir. Önümüze konu anlatım kitaplarımızı ve soru bankalarımızı koyup, eksiğimiz olan konuları işaretleyip, gün gün soru çizelgesi hazırlayıp, buna eksiksiz uymak durumundayız. Çalışan, isteyen, azimli öğrencinin önünde hiçbir şey duramaz. Kaybettiğiniz zamanı düşünerek daha da zaman kaybetmeyin. Ertelemeyin, çalışmaya şimdi başlayın!
Öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun korkulu rüyası matematik. Matematik nasıl çalışılmalı?
Burada yapacağımız ilk şey matematiği korkulu bir rüya olmaktan çıkartmaktır çünkü iyimserlik, başarıya giden inançtır. Hiçbir şey umut ve güven olmadan yapılamaz. Bu yüzden olumsuz düşüncelerden zihnimizi arındırarak, başaracağımıza inanmayız. Matematik temelimizi sağlam bir şekilde oluşturmalıyız. Konu çalışmalarında kaynak taraması yaparken kolaydan zora doğru çözüm yapmalıyız. Çözümlerimizde yapamadığımız soruları mutlaka hocalarımıza soralım. YKS’ye hazırlanan öğrencilerimizin her gün matematik çalışması gerekiyor. Konu eksiği olmayan öğrencilerimizin için her gün bir bölüm denemesi, konu eksiği olan öğrencilerimiz ise soru bankasından eksik konuları tespit edip tamamlaması gerekiyor. Aynı şekilde LGS’ye hazırlanan öğrencilerimizin her gün yeni nesil soru çözümü yapması gerekiyor.
Kitle iletişim araçlarının akademik eğitimde avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Teknolojideki ve iletişimdeki bu hızlı gelişim ve değişim sağladığı imkânlar kadar da zararlı olabilmektedir. Kabul etmeliyiz ki günümüzde ciddi problemlerimizden birisi de teknoloji ve iletişimdeki baş döndürücü gelişmeler ortasında kalan çocukları nasıl eğiteceğimiz ya da onların olumsuz etkilerinden çocuklarımızı nasıl koruyacağımızdır.
Teknoloji hayatımızın bir gerçeği. Onu reddedecek bir konumda değiliz artık. Faydalanıp faydalanmamak, kullanıp kullanmamak bizim seçimimize de bağlı değil. Pandemi ile beraber online eğitim sürecine geçince anladık ki teknoloji bizim için bir zorunluluk. Dolayısıyla burada oturup teknolojiyi kötülemenin, çocuklarımızı bundan nasıl uzak tutacağımızı tartışmanın hiçbir anlamı yok. Çünkü çocuklarımızı bundan uzak tutmamız mümkün değil. Ama biliyoruz ki, teknoloji özellikle internet dediğimiz şey derya deniz. Her şeyi mümkün kıldığı gibi, zamanımızı da bir vakum gibi çekiyor. Hayatta ölçü çok önemli. Çocuğumuza ölçülü olmayı öğretmemiz gerekiyor. Hayatta her şeyi çok abartılı ve çok yoğun yaşamış çocuklarda bir zaman sonra bu ölçüyü yakalamak kolay olmuyor. Siz çocuğunuza her şeyi alır, her şeyi sunar, hiçbir konuda kota-sınırlama koymazsanız günü gelince de ona bazı şeyleri “ yeteri kadar” yapmayı öğretemezsiniz. Daha en baştan, şimdi değil, bu kadar değil demeli ve çocuğumuzu buna alıştırmalıyız. Herkes evladını çok sever, herkes evladı her şeye sahip olsun ister ama bu her şeye sahip olma isteği bir alışkanlığa dönüşürse günü gelince dur bakalım deme şansınız kalmaz. Ama küçük yaşta ölçülü olmayı öğrenen çocuk, ilerleyen yaşlarda da kendi kendine bu sınırlamaları koyabilir. Siz de ortaokul – lise çağına gelmiş bir çocuğa kalk bilgisayarın başından, bırak telefonu, gibi uyarılar yapmak zorunda kalmazsınız.
Online eğitim süreci tabii ki yüz yüze eğitimin yerini tutmayacaktır. Ama bunun için de ah vah demeye gerek yok. Şartlar bunu gerektirdiyse bundan maksimum verimi almaya çalışacağız. Herkes aynı durumda, böyle düşünmek lazım. Tüm dünyada eğitim bu şekilde verilmeye başlandı. Dolayısıyla da online eğitim eksik mi zararlı mı, bunu tartışmanın kimseye bir faydası yok. Dediğim gibi, şartlar ne ise onu kabullenip ondan alabileceğimiz en yüksek verimi almak durumundayız. Nitekim sınav müfredatını ve soru stillerini de bu yeni duruma göre düzenliyor Milli Eğitim Bakanlığı. O nedenle bu yıl sınava girecek gençlerimizin endişeleneceği bir durum söz konusu değil. İnternet bize her şeyi sağlıyor. Bilgiye erişimin en kolay olduğu çağdayız. Şanslıyız. O nedenle tek bir tuşla bilgiye hatta eğitimciye ulaşabildiğimiz bu süreci faydaları ile konuşmak gerekiyor, diye düşünüyorum. Hele ki böyle bir süreçte negatif olmaya hiç gerek yok. Bu süreci bir bahane olarak görüp ders çalışmayı bırakmaya kalkışmayın çünkü başarılı kişi değişen koşullara ayak uydurabilen ve olağanüstü koşullarda bile kendi çözümlerini üretebilen kişidir. Yeni problemler üretmeyin, problem çözün. Daha fazla çalışmak gerekiyorsa da daha fazla çalışacağız; bu bir süreç, daimi değil. Bunu bilmek durumundayız.
Biz eğitimcilere de elbette çok iş düşüyor. Online eğitime entegre edebileceğimiz eğitim materyelleri üretiyor, dersi eğlenceli hale getirebilecek çözümler üretmeye çalışıyoruz. Hep beraber yaşayarak öğreniyoruz aslında.
Özel Fen Bilimleri kursu kayıt ücreti nedir ?
Kayıt ücreti ve kurslarımız hakkında detaylı bilgi edinmek için ilgili şubemizle iletişime geçebilirsiniz .
Özel Fen Bilimleri kurucusu kimdir?
Kurucu müdürümüz Bekir Gümüşsoy’dur. 2009 yılından beri ülkemize biyoloji öğretmeni ve eğitim koçu olarak hizmet vermektedir. Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi: “Bizleri muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak temel unsur eğitimdir.” sözünden yola çıkarak ülkemiz ve milletimiz için gece gündüz ekibimizle çalışarak sizleri anlayarak beklentilerinize, hedeflerinize ulaştırma gayreti içerisindeyiz.
Neden Özel Fen Bilimleri kursunu tercih etmeliyim?
Öğrencimiz kadar özel olan “ÖFB Özel Fen Bilimleri Eğitim – Öğretim Modeli” öğrencimizi bekliyor.
ÖFB Özel Fen Bilimleri Kurs ve Okullarını tercih ettiğinizde;
- Sıra dışı eğitim – öğretim ortamı,
- Öğrenciyi izleyen, motive eden uzman öğretmen kadrosu,
- Bireysel öğrenme stilleri tespiti ile derslerin işlenmesi,
- Yeni nesil kaynaklar,
- Sanatsal, kültürel, sportif aktiviteler,
- Yenilikçi eğitim anlayışıyla kişiye özel materyal desteği,
ÖFB Özel Fen Bilimlerini seçtiğinizde bizi özel yapan ve daha iyisini isteyenlerin tercih ettiği eğitim kurumunun size sunduğu olanakların da kapısını aralamış olacaksınız.
Özel Fen Bilimlerinde eğitim ne zaman başlıyor?
Bireysel farklılıkları göz önünde bulundurarak eğitimlerimiz yıl boyunca devam etmekte. Sizin için en uygun eğitimi belirlemek için şubemize bekleriz.
Özel Fen Bilimleri bursluluk sınavı ne zaman?
Eğitim öğretim yılı içerisinde belli dönemlerde Özel Fen Bilimleri bursluluk sınavı yapılmaktadır. Duyuları takip ederek kayıt yaptırabilirsiniz. Özel Fen Bilimleri bursluluk sınavımıza ozelfenbilimleri.com.tr adresinden online ya da şubemize gelerek başvuru yapabilirsiniz.
Özel Fen Bilimleri bursluluk sınav soruları hangi konuları içerir?
Öğrencimizin bulunduğu sınıf ve okulda işlenen konuların tamamını kapsamaktadır.
Tag:100 Günde sınav kazanılır, ayt tyt hazırlık kursu, bekir-gumussoy-fenbilimleri, bursluluk sınav soruları hangi konuları içerir, bursluluk sınavı ne zaman, butik dershane, dershane seçerken nelere dikkat edilmeli, dershane seçimi, dershane ücretleri, dershane ücretleri kaç para, dershane ücretleri ne kadar, eğitim kurumları franchise, fen bilimleri bursluluk sınavı, fen bilimleri dershane ücretleri, fen bilimleri kurs franchise, fen bilimleri kurs isim hakkı, fen bilimleri kursu, Fen Bilimleri kursu kayıt ücreti, Fen Bilimleri kurucusu kimdir, fen bilimleri merkez şube, Fen Bilimlerinde eğitim ne zaman başlıyor, fen-bilimleri-kurs-merkezi-franchise, fen-bilimleri-merkezi, fenbilimleri franchise, fenbilimleri kurs acma, fenbilimleri okulları franchise, fenbilimleri-merkez-şube-şişli, fenbilimleri-merkezi-isim-hakkı, franchise veren eğitim kurumları, kazanılmış başarısızlık sendromu, kurs, kurs seçimi, kurs ücreti, lgs, liselere hazırlık kursu, Mecidiyeköy fen bilimleri, ofb-ozel-fenbilimleri-merkez-şube, Öğrenciler pandemi dönemindeki eğitim, özel ders, özel fen bilimleri, ozel fenbilimleri mecidiyeköy, ozel fenbilimleri merkez şube, ozel-fen-bilimleri-merkezi, şişlideki dershaneler, şişlidekikurslar, Sınav kaygısında anne baba tutumu, Sınav sürecinde motivasyon, Türkiye Geneli denemeler, tyt hazırlık, vib dershane, vip dershane, yks, yks hazırlık